Öteki Yarınlar


       Bilindik olmayan öteki yarınları aramak; bilmeden,bilinmeden varlığını hissetmek, anlaşılır olmasa da bir dil tadı yada kemiksiz, karkas bir yürek sancısı, alışık olmadık, yabancı ama sevilesi bir koku, ısırgan söylem duvarları ve olası seks kurgusallıkları mıdır acaba? Bedeni savurganlıkların katışıksız inadı, tutku ve niyetin karşılıklı düetiyle yapılmış bir operet gibi adeta öteki yarınlar. Fırlatılıp da askıda kalan kelam devinimleri, debisi yüksek duyguların akıntısında fani vücutların, unutulmuş tatların, geçip giden yaşam alanlarının terkinde umuda dayanış öteki yarınlar. Bir tek lafın, sözcüğün defalarca hece hece kulağa fısıldanmasını beklemek öteki yarınlar.

       Kayıp bir adresin penceresinden fırlayıp gelen bir yalnızlık türküsü gibi şimdilerde sesin. Üşüyorsun, bitkin, yorgunsun biliyorum. Sahi ne demiştin en son? Neyse boş ver, yorma sen bunlarla kafanı, beni de düşünme,takma.

       Seçeneksiz, tarzını yitirmiş, ufkunu kaybetmiş bir hıçkırık bu. Sensiz ve sessiz bir oyun bu. Geceye savurduğum, her bir yıldıza unutmamak için iğnelediğim duygu lekeleri sadece. Gözyaşı boncuklarından bir gerdanlık bu, kırgın bir kalbin serzenişlerinde sel olup akan.  Biliyorum; ben de arpacık kumrusu gibi düşüncelerde olacağım yine bu gece, usul usul kendimle konuşacak, tabağımda çatalımı gezdireceğim. Belki birkaç duble de rakı olacak, müzik yerine kendimi dinleyeceğim belki, belki kendimde çınlayıp duran o sesi. Farkında bile olmadan bir kürdan saplanacak damağıma ve emin ol hissetmeyeceğim acısını yüreğime saplananın yanında.

Gece bitmeyecek… HKNPLT


Yorumlar