20. yüzyıl, dünya tarihine diktatörler cağı olarak geçti. İran'da Pehlevi,
Irak'ta Saddam, Japonya'da Hiro Hito ve en önemlisi Almanya'da Hitler... Peki,
bu halkları diktatörlere boyun eğdiren şartlar nelerdi? Bu soruyu Almanya'yı örnek
alarak irdelemeye başlayalım.
Almanya, cumhuriyet ile 1918 hezimetinin ardından tanışacaktı. Her
yeni rejimde olduğu gibi, Cumhuriyet'e gecen Almanya, birçok yönden iç isyanlar
ile karşılaşıyordu. Rusya'da devrim yapmış olan Komünistler, gözlerine şimdi de
Almanya'yı kestirmişlerdi. Aynı sıralarda, Hitler'in ateşleyeceği aşırı sağ
kesim de, yavaş yavaş kurulmaya başlamıştı.
1925'e gelinirken, başarısız ve öfkeli ressam Hitler sahne almaya
başlamıştı. İlk olarak, başarısız bir darbe girişimi yaptı ve hapse atıldı.
Hapis hayatı suresince, Nazilerin daha sonradan kutsal kitap belleyecekleri "Kavgam"
isimli kitabını yazacaktı. Kitap, Nazi ideolojisinin temel hatlarını anlatıyordu...
1929'a gelinirken, dünya büyük buhran ile karşılaşmış ve Almanya'nın
da başını çektiği onlarca ülke borç batağına saplanmıştı. Hatta o sıralarda Ren Nehri civarında ekonomik
krizden dolayı zenci köleleri çalıştıran Fransa'ya, Hitler'in cevabı çok netti:"Ren'in
zenci kanıyla kirlenmesine yol açarak beyaz ırkın varlığını tehlikeye atıyorsunuz!
Her büyük ekonomik krizde olduğu gibi, 1929 Buhranı'nda da Alman
halkı, mevcut rejimi yetersiz görmeye başladı. Yüzde ellilere varan işsizlik,
halkı yeni bir alternatife zorluyordu. Cumhuriyete karşı tek alternatif,
Hitler'in başını çektiği NSDAP olacaktı...
Buhranın ardından, ilk seçimlerde ikinci parti olarak meclise
giren NSDAP(Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi), 1933'teki seçimlerde iktidarı ele
geçiriyordu. Artık Hitler için at koşturma vakti gelmişti!
Hitler, bir gecede çıkardığı yasa ile tüm yasama organını
tek elde, yani kendisinde toplayacaktı. Ardından, güçsüz ve bolunmuş sol muhalefetin liderlerini sürgüne
yolladı. Muhafazakârlar ve Lutherciler hiçbir tepki gösteremiyorlardı.
Bir gece, çıkan yangının Komünistlerin üzerine atılması, Hitler'in Nazi
devletini resmen kurduğunu tescilliyordu. Dünya tarihine yeni bir dikatör daha yazılmıştı!
Hitler için bir halk; sportmen, çevik ve disiplinli olmalıydı.
Okul derslerindeki sayısal ve sözel dersler yarı yarıya indirilerek, beden eğitimi
gibi vücut geliştirici derslere önem verilmeye başlandı. Versay Antlaşması ile
Almanya'nın bir ordu kuramayacağı bildirilmişti, Hitler Versay Antlaşmasını tanımadığını
açıklayarak kısa surede yeni bir ordu kurmaya başlayacaktı.
Devlet içerisinde güvenliği sağlaması amacıyla Schutz Staffel,
yani SS'ler kurulacaktı. Hitler'in devlet içerisinde yaptığı birçok terör
eylemi, SS'ler üzerinden yaptırılacaktı... Hitler, milyonlarca kişinin sığabileceği
konuşma alanları inşa ettirmeye başladı, aynı zamanda Büyük Reich İmparatorluğu'nun
ideal başkenti olan Germania'nın dizayn işlemleri de hızlanmıştı.
Halkın işsiz olan kısmını, ordu gibi yeni kurulan alanlara yönlendirerek
işsizliği sıfıra indiriyordu. Aynı sıralarda, zararlı kitaplar olarak belirttiği
binlerce kitap, yapılan ayinler ile yakıldı. 1935'te, ırk çizelgesinde en alt
tabakada bulunan Yahudiler, Çingeneler ve deliler, SS'lerin koruması altındaki
toplama kamplarına ve Gettolara taşınmaya başlandı.
1939'a gelinirken, Hitler'in diplomatik yoldan toprak kazanma
amacı iflas etmiş, yerini kanlı bir savaşa bırakmıştı. Savaş demek, ekonominin çökmesi
demekti. Almanya'da iş saatleri iki kat uzatıldı, toplama kamplarındaki
Yahudilere daha fazla önem verilmeye başlandı. 1944'e gelindiğinde, Almanya'nın
en önemli petrol kaynağı olan Romanya, Ruslar tarafından abluka altına alınmıştı.
Hitler icin tehlike canları çalıyordu. Avrupalı devletlerin de Normandiya üzerinden
Almanya'ya darbe vurması, uç bin yıllık Reich Hayalinin de sonu oluyordu...
1945 yılında, Zhukov komutasındaki Rus ordusunun Berlin'e girmesi,
Hitler'in sonu oldu. Bir günlük eşi Eva Braun ile girdikleri sığınaktan, ancak külleri
çıkacaktı. Nazizm, bir daha dirilmemek uzere yok oluyordu.
Yorumlar
Yorum Gönder