Sana




Sana
Ödünç iki damla gözyaşı verdiğin için bana; uzun bir yağmur, bir akasya masalı Marks’ın mezarından koparılmış iki katre karanfil, mor bir hırka, soğuk kış geceleri için, hüzünlü akşamlar için gri bir şarkı.
Sana
Ben sana ulaştıkça sen ulaşılamazlaştığın için
Ve aynı ölçüde ulaşılabilir olduğun için sana
Hiç olmadığın içinde sana
-olsaydın seni bu denli çılgınca arayamazdım-
Aslında hep var olduğun için de…

Ve
Ayrıntıları düşleyicisine bırakılmış ama düşleyicileri de belirsiz bir düşün düş izleyicisi olduğun için de.
Sana…
Omuzlarından kalçalarına dökülen saçlarına; anlamını bir tek benim çözdüğüm dövmelerine,
Omuzlarına ve kalçalarına; ağzına ve gözlerinin iki iri karaüzüm tanesine benzeyen uçlarına;
Giderek, boylu boyunca, çıplak bedeninin her milimetrekaresine ayrı ayrı
duyduğum özlemi sakladım bu sayfalara…

Biliyor musun, son günlerde sık sık kendimle karşılaşıyorum. Örneğin, ben avluya çıkarken o içeri giriyor,,,

Selamlaşıyoruz kapıdan…
Gülümsüyorum…
Omuzum omzuna dokunuyor bilinçle, güven duygusuyla. Tam bardağı ağzına kadar suyla doldurmuş içecekken, suda yüzüm…
                                                           Arkamda durmuş gülümsüyor, beşke şeylerde oluyor.
Söz gelimi; aradığım bir sözcüğü o söylüyor bana (tıpkı senle olduğu gibi). Okuduğum kitapların arasına sayfayı kırmayayım diye küçük kartonlar koyuyor ya da  gazetede okuduğum bir yazıyı kesmek için jilet ararken, o benden önce kesip yastığımın üzerine bırakıyor.
                        Gece..
                                   Birden uyanıyorum.
Uyanmama bir neden bulmak için dışarı çıkıyorum, kapıdan daha başımı uzatır uzatmaz, o başını kaldırıyor okuduğu kitaplardan, notlardan, iyi diyorum, benim yerime de çalışıyor.
            Keşke; bunun için de bir gökkuşağı verebilsem
                                                                                              Sana…

-          Söylemeyi Unuttum…
Olası bütün yorumların dışında,
Uğruna ölünebilecek bir aşk yoktur…
Uğrunda,
Bin yıl yaşanacak aşk vardır…

Yorumlar