Tanrının Dili



                   



        Zaman daha icat edilmeden önce başladı bu çalkantılı dedikodu ve o günlerde insanların ağızları vardı belki ama dilleri yoktu... Garip homurtulu sesler, hayvansı koklaşmalar. İnsansı dürtülerimiz vardı elbet ancak o heybetli cüsseye sığacak ruh yoktu. Emekliyorduk, üşüyor, örtünüyorduk ve sanki bir şimşek çakmış gibi düşünmeyi öğrendik, ayağa kalktık.  Alet yapmayı, kullanmayı öğrendik ve daha konuşmadan savaşmayı. Öldük, öldürüldük, öldürdük. Zaman geçtikçe dokunmayı, hissetmeyi, hissetikçe anlamayı. Zaten hayvanlar gibi sevişmesini biliyorduk fakat gün geldi utanmayı öğrendik. Derken olan oldu ve biri "agu" dedi, zor da olsa konuşmayı öğrendik.


        Ateşi icat ettik, bizi aydınlatan ışığı farkettik ama ondan korktuk ateşe taptık. Düşündük, sorguladık içinden çıkamadık, bir inancımız olmalı dedik ve Tanrıları yarattık. Kendi yarattığımız Tanrılardan korkup; başkalaşabilen Tanrıları yarattık.

        Tanrı bizden korktu din'i yarattı. Doğru ya; insandan kim korkmaz. Bütün dinler, aşağı yukarı benzeri amaçlarla; evrensel ve özellikle göksel dinlerde düşüş ve kurtuluş problemi büyük bir yer tutar. Bizler her daim Tanrısal çevre ile bir köprü kurmak istedik. Dinleri kendi aralarında ya bağımsız ve ilişkisiz olarak yan yana yaşar olduk; yada bunlardan hiçbirini ötekine yeğlemeyerek ateist olduk. Sayısız dinimiz oldu herbiri farklı dillerde, inandık ancak hiç anlamadık, anlatılanlara inanmak zorunda bırakıldık.

         "Tanrının dili varmı?" diye hiç düşünmedik. Devlet, cemaat, toplum, millet, ümmet olma idealleriyle Tanrı fikrinin yerine ikame olacak arayışlara girdik. Kimimiz Marksizmi ikame bir din gibi gördü, kimimiz Ksenophanes gibi insan biçimli çoktanrıcılık anlayışına karşı çıktı. 

          Bırakın Tanrı aşkına bu kaotik bilmeceyi, Dini ve Tanrıyı; sosyoloji çerçevesinde incelemeyi yada ekonomik, politik, kültürel ve cemaati kurul ve kuruluşlarla çerçevelemeyi. Tanrının dili var ve o sizi görüyor, duyuyor anlıyor. Sizlerde anlayın istiyor. Sevgice konuşuyor, sevgice duyuyor, sevgiyle...

        Tanrının dilini konuşmanız dileklerimle...
                                                                                                               Hakan POLAT
                                                                                                               07/Aralık/2010



Yorumlar