Hayatın içine atılan sahici martavallar

        "Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde" gibi deyişlerle büyütüldük. Develerin tellal, pirelerin berber  olduğu günler bir çırpıda geçiverdi. Zamanın nasıl aktığının hesabını tuttunuz mu hiç? Kaç yıl, kaç ay, kaç hafta... Yaşam kuyunuzu nelerle doldurdunuz? İçine taş atıp ses gelecek mi diye beklediniz mi yoksa? Denediniz mi hiç o kuyunun dibine dalmayı? Hadi dalın içine, korkmayın orada kendinizi göreceksiniz ve o kuyunun içine attığınız sahici sandığınız martavalları.
        Yıldızlara bakarken düşündünüz mü hiç o ışıkların aslında içinde yaşadığınız kuyunun yükseklerdeki çıkış noktaları olduğunu ve her ışık hüzmesinin sizin geçekliğinize açılan bir kapı olabileceğini? Çoğumuz yapmayız bunu, cesaretimiz de yoktur zaten; çünkü o kuyu bizim gerçek dünyamızdır, yıldızlarsa ütopik hayallerimiz.

         Gerçekliğimize açılan kapıyı zorlamayız çoğunca açabilmek için, korkar dururuz yersizce. Perdeler üzerine perde çekeriz, endişe ederiz o gerçeklik kapısından sızacak ışıktan. Asla düşünmeyiz siyaha beyazın, karanlığa aydınlığın anlam verdiğini ve bizim yıllarca sahici sandığımız o martavalların dışında sevgi dolu bir gerçeğin olduğunu.

Bir sonraki martavalda görüşmek üzere sevgiyle, dostça ve hoşça kalın.

Yorumlar