Arşimet'in Bilim Dünyasına Katkısı



            Sakallı, bilge görünümlü bir ihtiyar, “Eureka! Eureka!” diye bağırarak hamamdan dışarı fırlar. Çoğumuzun Arşımet hakkındaki bilgisi sadece bu efsanevi söylemden ibarettir. Fakat, ne Arşimet’in tek eseri; bu suyun kaldırma kuvveti öykülemesi ne de başrolünde yer aldığı efsaneler bununla sınırlı.

M.Ö 287-212 yılları arasında yaşayan, İskenderiyeli Öklid’in öğrencisi ve yaşamının büyük bir bölümünü Sicilya adasındaki bir Yunan kent devleti olan Siraküze’de (Syrakusa) geçiren matematikçi, fizikçi mucit Arşimet çağının en büyük bilim adamlarından biri olarak gösterilir.

            Arşimet’in yaşamıyla ilgili efsanelerde, onun fizikçi ve mucit olan tarafı ön plana çıksa da en önemli meşguliyeti matematik üzerineydi.

            Hayatının en önemli problemi olarak nitelendirdiği ve mezar taşına dahi çizilmesini vasiyet ettiği; silindir içine yerleştirilmiş küre, buna bir kanıt olarak sunulabilir. Arşimet’in matematiği diğer uğraşlarından daha değerli gördüğüne dair bir diğer bilgiye ise M.S. 46-126 yılları arasında yaşamış olan Yunanlı filozof Plutarkhos’un yazılarında ulaşmak mümkün.

            Plutarkhos’a göre Arşimet, fayda amaclı her türlü mühendislik ve sanatsal uğraşı iğrenç ve aşağılık bularak reddediyordu; bütün dikkatini gündelik ihtiyaçlara ait saf fikirlere yönlendiriyordu. Buna rağmen Siraküze Kralı II Hieron’un dostu olan Arşimet, zaman zaman onun problemlerine çözüm oluyordu. Kral Hieron ve Siraküzeliler, Roma kuşatmasına karşı Arşimet’in şeytani savaş makineleriyle karşı koyabiliyorlardı.

M.Ö. 214 yılında , General Marcellus önderliğindeki Romalılar, Siraküze’yi kuşatır. Siraküzeliler bu kuşatmaya Arşimet’in birbirinden ilginç icatları ile ve taktikleriyle tam iki sene karşı koyarlar. Arşimet ile ilgili efsanelerin belki de en ilginci bu kuşatmaya dair anlatılardır.
           
            Kuşatmayı ve Arşimet’in kahramanlıklarını Yunanlı filozof Plutarkhos şu sözlerle anlatır:
            “Romalılar saldırıya geçtiklerinde, böylesine bir güce ve vahşete karşı direnmenin mümkün olamayacağını düşünen Siraküzeliler dehşete kapıldılar. Ancak, Arşimet makinelerini kullanmaya başladı; karşı konulması mümkün olmayan bi biçimde, tüm silahları ve kocaman taş kütleleri ile saldırarak Romalı askerlerin saflarını dağıttı. Duvarların arasından çıkan devasa kazıklar gemileri batırdı. Demirden bir ele benzeyen aletler gemileri havaya kaldırıp, devrilip batmalarını sağladı. Manzara korkunçtu ve bu tüm gemiler batır denizciler düşene kadar devam etti. …Marcellus, gemilerini güvenli bir mesafeye aldı ve kara birliklerini geri çekti ve gün doğmadan yaklaşıp, saldırma kararı aldı Siraküzelileri kandırmaya çalışan Romalılar tekrar başarısız olduklarında geri çekilmek zorunda kaldılar. Romalıların çoğu tanrılarla savaştıklarını düşünmeye başlamışlardı.”


            Rivayete göre Arşimet’e hayran kalan Marcellus, askerlerine onu bulup getirmelerini emreder. Askerle onu bulduğunda Arşimet çoğu zaman olduğu gibi küllerin üzerinde matematik çalışmaktadır. Arşimet, kendisine Marcellus’un çağrısını içeren mektup verildiğinde uğraşmakta olduğu problemi sebep göstererek çağrıyı reddeder. Bu duruma sinirlenen askerler onu oracıkta öldürür. Marcellus bu duruma çok üzülür ancak işişten geçmiştir.

            Arşimet’in bilim dünyasına katkıları son derece büyüktür. Buluşlarından ilk akla geleni “Arşimet Prensibi” olarak bilinen ve kendisini “hidrostatik” biliminin kurucusu kılan kavramdır. “Bana uzunca bir dayanak bulun Dünya’yı yerinden oynatayım” sözleriyle de efsaneleşen bir diğer buluşu da kaldıraç kanunudur. Arşimet bu buluşu ile mekanik biliminin de kurucusu olarak bilinse de ağılık merkezi kanunu aslında Arşimet’ten  önce de bilinmekteydi. Onun özgün katkısı bu kavramları konik kesitlere uygulamış olamsındadır.

            Arşimet ayrıca; eski Yunan ve Roma’da önemli bir problem olan su seviyesinden yüksekteki tarlaların sulanabilirliğini sağlamak için bu gün bile dünyanın bazı yerlerinde kullanılan ve kendi adı ile anılan “Arşimet Burgusu”nu geliştirmişti. Bunların yanı sıra küre, elips, silindir, hiperbolik, parabolid gibi geometrik cisimleri tanımlayan Arşimet; bunların hacimlerini ancak 18. yy da Leibniz ve Newton tarafından ortaya konulacak olan diferansiyel hesabın temel kavramları ile hesaplamıştır. Arşimet ayrıca, “pi” sayısının değerini, günümüzde kabul edilen değere şaşılacak kadar yakın bir doğrulukta saptamıştır.

Hakan POLAT 





Yorumlar