Kaplumbağa Terbiyecisi.

        Hatırlar mısınız bilmem? Birleşmiş Milletler Bilim, Eğitim ve Kültür Teşkilatı yani UNESCO 2010 yılını Osman Hamdi Bey yılı ilan etmiş ve hatta bununla ilgili de bir panel düzenlemişti.  Osman Hamdi Bey ülkemizi  resim, arkeoloji ve müzecilikle tanıştıran ilk isimlerden biridir. Yine aynı şekilde ailesi de Türk kültür hayatının modernleşmesinde öncü olmuşlardır.


        İslam tarihinde biliriz ki insan tasviri çizmek yasaklanmıştır.Ancak Osmanlı, dini sanattan ayırmış ve gerek minyatürlerde, gerekse resimlerde insan tasvirini kullanmıştır. Osmanlı İslam geleneklerini farklılaştırarak, radikal Vahabi türünden sert bir İslam olgusundan ayrışmıştır. Buna rağmen; Şeker Ahmet Paşa gibi değerli isimler insan tasvirini yapmaktan geri durmuş, suya sabuna dokunmamış, Osman Hamdi ise resimlerinde bu figürleri kullanmaktan çekinmemiş hatta betimlemelerinde kadını dahi kullanmıştır. Resimde anatomi en önemli ögelerden biridir. İyi bir resim için bir nesnenin yada canlının anatomik yapısını bilmek esastır. İnsan vücudu da figür çizimlerinde temeldir ve bu temel "nü" çizimlerden geçer ve bu anlamda gerek Osman Hamdi Bey ve gerekse Son Halife Abdülmecid çalışmaları arasına "nü" resimleri eklemekten kendilerini alamamışlardır.

        Bu küçük hatırlatmadan sonra gelelim Osman Hamdi Bey'in en çok bilinen eserleri arasında olan "Kaplumbağa Terbiyecisi" adlı tablo hakkında yanlış bilinen bilgiye.  Bu tablo; yap-bozlardan  defter kaplıkları na kadar o kadar bilindik bir hal almıştır ki diğer tablolarından farksız olasa da Osman Hamdi Bey'i bile gölgede bırakan bir eser haline gelmiş, resmin adı ressamın önüne geçmiştir. Osman Hamdi bey be resmi bir japon gravüründen esinlenerek yapmış ve 1906 yılında Paris'te bir sergide gösterime sunmuştu ancak adını yanlış bildiğimiz bu tablo için o sergide kullanılan gerçek isim "Kaplumbağalı Adam" dır. Osman Hamdi Bey "terbiye" kelimesini asla kullanmamıştır. Çünkü; kültürümüzde kaplumbağa terbiyesi gibi bir olgu yada meslek yoktu. Tabloyu bu denli değeli kılan tek şeyse fiyatı. Erol Simavi tarafından 100 bin Dolara alınan tablo halen Simavi ailesinde olmakla beraber 2009 yılında 6 milyon Dolar olarak belirlenen değerinin bu gün 20 milyon doları bulduğu belirtiliyor.

Yorumsuz küçük bir Not : Osman Hamdi bu resimden 222 X 122 cm (1906) ve 136 X 87 cm (1907) ölçülerinde iki tane yapmıştır. Birbirlerinden farklı boyutlarda, aynı isimde farklı görünümde iki tablo... 

Yıl : 1907 136 cm x 87 cm                                                 Yıl : 1906 222 cm x 122 cm



Yorumlar